12 Nisan 2012 Perşembe

iLKER PEHRiZ

  Bugün sizlere İzmit müzik piyasasının zirvesindeki kişiden bahsedeceğim. Kocaeli'de yaşayan herkesin müzik denilince akla gelen ilk isimlerinden İlker Pehrizi kısaca tanıyıp müptelası olmaya hazır olun.

  Rakibin bol olduğu İzmit müzik sektöründeki yıldızlar arasından en parlak olanı İlker Pehriz; 1979 Yılında Ankara'da doğdu. Müziğe lise son sınıfta başladı ve kendini durmadan geliştirdi. Birçok tv ve radyo programına konuk olan İlker Pehriz sürekli sahnede kalarak İzmit halkının en sevdiği seslerden biri haline geldi. Benimde yarışmacı olduğum bir yarışmada jürilik yaparak müzik konusundaki yetkinliğini tescilledi.

  1 Temmuz 2008 yılında söz, müzik ve düzenlemelerinin kendine ait olduğu 'Şarkıcı Parçası' isimli albümünü yayınladı. Albümün davul kayıtları Turgay Gülaydın (Athena) tarafından kaydedildi. Albümdeki tek akustik parça 'Denizkızı'nda M.Kemal Öztürk (Badem) ile düet yaptı. Albümdeki 'Hayat' ve 'Uyu' parçalarına profesyonel klipler çekerek adını bu piyasaya ezberletti.
  İzmit'in en sevimli köpeği 'Rocker' ile beraber eğlenceli bir hayat yaşayan İlker Pehriz bar programlarının yanı sıra sahne çalışmalarını da hızlandırdı. Son dönemde kendi konserlerinde ve Emre Aydın gibi sanatçıların önünde sahne aldı. Mükemmel gitar tekniğiyle sadece sesini değil yeteneklerini de ortaya koyan sanatçı hızla büyümek yerine adım adım büyümeyi amaçlayan çok değerli bir sanatçı.
  İlker Pehriz gün geçtikçe büyümeye devam ediyor ve herkesi iyi müzik dinlemeye davet ediyor. Bende hiçkimsenin bu sesten mahrum kalmamasını diliyorum. İlker Pehriz'e ulaşmak için;
www.ilkerpehriz.com
www.twitter.com/ilkerpehriz                                                       www.facebook.com/ilkerpehrizfan



T.Alperen Karaman
twitter.com/tAlperenKaraman

8 Nisan 2012 Pazar

Yavuz Çetin

  31 senelik ömrüne ve 15 senelik profesyonel müzik kariyerine 40 senelik müzisyenlerin oluşturamadığı kalitede bir albüm bırakan Yavuz Çetin'i anlatmaya çalışacağım bugün sizlere.(haddim olmadan)

  Muhteşem müzik yeteneğini muhteşem bir kişilikle harmanlayan Yavuz Çetin Türkiye'de her kulağın muhtaç olduğu müziği kusursuzca yapıp bu memleketin yetiştirdiği en önemli müzisyenlerden biri olmuştur. 'İlk' isimli albümünün defalarca hatim edilmesi gereken 'Yavuz Çetin' Türk Rock Müziğinin gizli öğretmenlerinden birisi olmuştur. Yavuz Çetin'den sonra eline her gitar alan şahsın mutlak çalmaya çalıştığı besteleri olan sanatçının, çalmaya çalışırken öğrenciye kattığı şeylerin hakkını kimse ödeyemez. Muhteşem gitar tekniği, muhteşem ekipman seçimleri, muhteşem bir müzik kulağı ve muhteşem bir duyguyla örnek alınması gereken sanatçı ne yazikki aramıza erken veda etmiştir. Hazırda bir albümü (Satılık) olan fakat yayınlamadan intihar eden Yavuz Çetin 31 yaşında bizlere veda etmiştir. Geride binlerce hayran ve oğlu 'Yavuzcan Çetin'i bırakmıştır.

  Yavuzcan'da dikkatli incelendiği zaman babasının fiziksel özelliklerine, potansiyel bir teknik kapasiteye ve babasının duygusuna sahip gözüküyor. Şuanda babasının gitarını kullanan Yavuzcan umarım Yavuz abimizin yolundan çıkmaz ve bize onun yokluğunu aratmaz. Sesindeki buğu bile azda olsa Yavuz Çetin'i hatırlatıyor bize (ya da şuanda sadece kendimi avutuyorum) Uzun lafın kısası Yavuz Çetin'i tekrar yaşamak için oğlu Yavuzcan Çetin'in önemli işler yapmasını beklemekten başka çaremiz yok.

  'Yaşamak istemem' parçasındaki 'Yaşamak istemem artık aranızda' sözüyle gidişinin sinyallerini veren ve Boğaziçi Köprüsünden kendisine boşluğa bırakan bu değerli müzisyenin hayatını azçok anlatmaya çalıştım sizlere. Ülkemizdeki bu tip değerlere özen gösterip isimlerini yaşatmak bizim görevimiz, herkesi bu değerli sesi ve müziği dinlemeye davet ediyorum.saygılarımla...


twitter.com/tAlperenKaraman

2 Nisan 2012 Pazartesi

2012 YGS

1 Nisan Pazar günü saat 10:00'da başlayan ve benimde dahil olduğum sınav sanırım bu ülkenin gelmiş geçmiş en zor deneme sınavıydı. Çünkü bir sınav ne kadar zor olursa olsun çok rahat bir biçimde iyi geçtiğini ve kolay olduğunu söyleyen kişiler olurdu. Ancak bu sınavda benim girdiğim 'Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Yerleşkesinde' sadece benim gördüğüm 100-200 kişi arası ağlayan öğrenci vardı. Geri kalanlarda ağlamamak için zor tutuyordu kendini.

Peki neden böyle oldu ? Örneğin matematik sorularının yıllara göre dağılışlarına bakarsak yaklaşık 4 tane 'Rasyonel Sayılar' konusuyla ilgili soru gelirdi. Ancak bu sene sadece 1 tane geldi ve oda herkesin yapabileceği tarz bir soru değildi. Türkçeye baktığımız zaman ise karşımıza metreyle ölçebileceğimiz düzeyde sorular! ÖSYM'nin bize verdiği 160 soruya 160 dakika kuralına uymamızın imkanı olmayan bir sınavdı. Çünkü verilen paragraflar zaten en az 40 saniyede okunuyordu,algılamakta bi o kadar sürse ve şıklarla bağdaştırmayıda araya soktuğumuzda en az 4 dakika harcamak gerekiyordu 1 soruya ve sonuç olarak sınava girenlerin %80inden fazlası en az 1 saatini Türkçeye ayırmak zorunda kaldı. 2. çok büyük problemlerden birisi ise matematik sorularının zorluğuydu. Sınava bundan önce defalarca girmiş arkadaşlarımda şuana kadarki hiçbir sınavda matematiğin bu kadar zor olmadığını söylediler. Tarih sorularında ise bir soruda 'Hz.Muhammet' yazım hatası gözüme çarptı, geri kalanı ise gayet normal bir tarih testiydi. Ancak Sosyal Bilimlerin Felsefe bölümü tam olarak Filozof olmayı gerektiriyordu, herkesin garanti olarak baktığı felsefe bölümü çoğu kişinin korkulu rüyası oldu. Fen Bilimlerine zamanım kalmadığından soruları göremedim ve yorumda yapamıyorum haliyle :)

Sonuç olarak ÖSYM bize bu sene çok güzel bir sınav armağan etti, sebep olarakta sınavın kaldırılmasına taraftar aramak olarak görüyorum. Gene her şeyi zaman gösterecek bize. Her şeyi 'Zaman' göstericek derken yapmak istediğim kelime oyununu anlamışınızdır.

ÖSYM GÖZÜMÜ YE !


Taha Alperen Karaman
twitter.com/tAlperenKaraman